(a)
look into ile ayni anlama gelir. (içine) bakıvermek, şöyle bir göz atmak. (b)
look in on
ile ayni anlama gelir. (bir yere/bir kimseye) uğrayıvermek, kısa bir ziyarette bulunmak.
She said she'd look in on her way back: Dönüşte uğrayacağını söyledi.
kısa bakış/nazar. İsim
kısa ziyaret. İsim
başarı şansı. İsim
Beleş atın dişine bakılmaz. Cümle
bir fırsat elde etmek Fiil
(birisinin) yüzüne/gözüne dik dik bakmak, (b) cesaretle karşılamak, korkmamak, yılmamak.
to look death/one's
enemy in the face: ölümden/düşmanından korkmamak.
utanmadan/korkmadan (birinin) yüzüne bakalbilmek.
look death in the face: ölümü göze almak, ölümden korkmamak.
kılı kırk yarmak, hediyede kusur aramak.
Don't look a gift horse in the mouth: Beleş atın dişine
bakılmaz (Hediyede kusur aranmaz).
hediye edilen atın dişine bakmak, hediyeyi beğenmemek, bulup da bunamak.
her şeyde bir kötü niyet aramak Fiil
her şeyde kötü niyet aramak Fiil
büroya uğramak Fiil
büroya şöyle bir uğramak Fiil
birine kısa bir ziyaret yapmak Fiil
birini ziyaret etmek Fiil
birine uğrayıp hatırını sormak Fiil
birine uğramak Fiil
(birinin) gözüne/gözünün içine bakmak.
Look me in the eye and tell the truth!
birine yiyecek gibi bakmak Fiil
gözlerini birinin gözlerine dikmek Fiil
telefon rehberinde bir numara aramak Fiil
sözlükte bir sözcüğe bakmak Fiil
kitapta bir şey aramak Fiil
sözlüğe bakmak Fiil
yakıştırmak Fiil
hediyede kusur aranmaz